DOLAR 32,7424 -0.04%
EURO 35,2482 0.35%
ALTIN 2.449,77-0,01
BITCOIN 20752394.22481%
İzmir
31°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

132 okunma

Geçmişimle Onur duydum

ABONE OL
07/02/2011 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bulgaristan’da 1984 yılında Todor Jivkov rejimi, daha önce Müslümanlara uyguladığı asimilasyon politikası sürecinde “Soya dönüş” hareketi olarak Türklerin isimlerini değiştirmeye karar verdi. Son perde oynanıyordu. Neticede bütün Bulgaristan’da Türklerin yoğun yaşadıkları bölgelerde “Soya dönüş” kampanyasına karşı hareketlenmeler olmuştu. Hükümet, Türk halkını bu ayaklanmalara hazırlayanları yakalayıp ceza evlerine atmıştı. Ben de ceza evine girenlerden biriydim.

Tutuklanıp üç ay sorguda kaldıktan sonra, mahkeme kararı olmaksızın cezaevindeki iki yılımı lamba ışığının altında tek başıma hücrede geçirdim. Nihayet iki yıl sonra dava arkadaşlarımla mahkemeye çıkarıldık ve mahkûm edildik. Bir süre sonra arkadaşlarımızdan birisinin Kırcaali Ruh ve Sinir hastalıkları hastanesinde “intihar”  ettiği haberini aldık. Diğer bir arkadaşımızın ise Kırcaali polis binasının beşinci katından “kendisini aşağı bıraktığı” yönünde haberler duyduk. Bazı arkadaşlarımız da ceza evleri koşullarını kaldıramayacak şekilde sağlığı elverişli olmadığından dolayı Kırcaali mahkemesi tarafında serbest bırakılmıştı.

1989 yılına gelindiğinde Sovyetler Birliği dağılmış ve bunun yankısı Balkanlarda çok ağır olmuştu. Milliyetçilik hortlamış, azınlıklar çoğunlukların yanında adeta cehennem hayatı yaşamıştı. Osmanlının Balkanlar’dan çekilmesiyle birlikte Balkanlar Avrupa’nın kanayan yarası haline gelmişti. Nihayet son olarak Kosova’nın bağımsızlığının tanınmasıyla Balkanlar’da gözle görünür bir sükûnet sağlandı.

Günümüzde Balkanlarda barış mesajları olmasına karşın, milliyetçi homurdanmalar hala duyuluyor. Öyle görünüyor ki bu kesim ilk fırsatta yine sahneye çıkacak. Bu süreçte, Türkiye Cumhuriyeti, Balkanlarda kalıcı barışı sağlamak için Cumhurbaşkanı ve Başbakan seviyesinde Balkan ülkelerine bir dizi ziyaretler gerçekleştirmeye devam ediyor. Herhangi bir siyasi parti gözetmeksizin şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, bugün Balkanlarda barış varsa, burada Türkiye Cumhuriyeti devletinin katkısı tartışılmazdır. Türkiye hali hazırda Balkanlarda barışın garantörü olarak görülmektedir.

Misak-ı Mili sınırları dışında kalan Türkleri korumak için 2010 yılında “Dış Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı” kuruldu. İstanbul’da gerçekleşen kuruluş toplantısına yurtdışından takriben 2.500 kişi katılmış ve bu organizasyon içerisinde bende yer almıştım.

Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) tarafından 29 Şubat 2011 tarihinde Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü Bordo salonunda gerçekleşen panelde “Dış Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı” tanıtıldı. Dış Türklerden sorumlu Devlet Bakanı Sn. Faruk Çelik’de toplantının onur konuğuydu. Burada beni duygulandıran hoş sürpriz ise Bakan Sn. Faruk Çelik tarafından şahsıma verilen plaket olmuştu. Manevi değeri çok yüksek bir onur olan törende “Rodoplarda Türk kalmak” isimli kitabımı Bakanımız Sn. Faruk Çelik’e takdim ettim. Şahsıma yönelik gerçekleştirilen bu mütevazi girişim, yıllar sonra bile mazide kalmış o korkunç yılların boşuna gitmediğinin göstergesiydi.

    En az 10 karakter gerekli