DOLAR 32,2012 -0.07%
EURO 34,8140 -0.42%
ALTIN 2.444,950,04
BITCOIN 0%
İzmir
23°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Mehmet (Ragif) Akif Ersoy'u neden yanlız bıraktılar ?

ABONE OL
14/11/2013 04:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Doğumunun 138. yılı, ölümünün 75. yılında Mehmet Akif Ersoy’u rahmet ve minnetle anıyoruz. Gerçek ismi Mehmet Ragif olan bu değerli insan ne ilginçtir ki 1873 yılının Aralık ayının 20’sinde doğmuş ve yine 1936 yılının 27 Aralık günü, doğum gününden 7 gün sonra vefat etmiştir. Çileli ve yorgun geçen 63 yıl. Bu önemli insanın hayatından ilginç portreler vermek istiyorum. Mehmet Akif’in hayatın birçok “Neden” sorusu cevap arar. O, şair, bilim adamı (Veteriner hekim), öğretmen, vaiz, hafız, Kuran mütercimi, edebiyatçı ve milletvekili idi. İlk TBMM’de Burdur milletvekili olarak görev yapmıştı. Önemli bir hatip olmasına rağmen nedense TBMM’de pek konuşmamıştır. Sadece daha sonra açıklanan ve o tarihte gizli oturum olarak toplanan mecliste bir konuşma yapmıştır. Bu konuşmasından dolayı bazı tepkiler almıştır.

Ölümünden önceki 10 yılda hayatını Mısır’da geçirir veya geçirmek zorunda kalır. Akif’in 10 yıl ülkesine neden gelmediğini tarihçiler daha iyi açıklayabilir. Mısır’da geçirdiği zamanda Diyanet İşleri tarafından kendisine verilen Kuran’ı mealiyle Türkçe’ye çevirme görevini uzun uğraşılar sonucu bitirmeye yakın bir zamanda neden bırakır? Aynı dönemde ezanın ve ibadetlerin Türkçe’ye çevrilmekte olması bu kararını vermekte etkili olmuş mudur? Yıllarca uğraştığı bu eserinin yok edilmesini vasiyet eder. Neden?

 

BABASI ARNAVUT, ANNESİ ÖZBEK

 

Babası Kosova’nın İpek şehrinde doğmuş bir Arnavut, Annesi Buharalı bir Özbek’tir. O, bir şiirinde “Bunu benden duyunuz ben ki evet Arnavudum, başka bir şey diyemem işte perişan yurdum “ diyerek hislerini mısralara dökmüştür. Aynı şiirinde “Üç beyinsiz kafanın derdine üç milyon halk, bak nasıl doğranıyor, kalk baba kabrinden kalk” dediği üç kişinin Talat, Enver ve Cemal Paşalar olduğu biliniyor. Bir ara ittihatçılarla olan Akif’in bu şekilde onlara kin kusması ilginçtir. Bugünkü Milli İstihbarat Teşkilatı’nın temeli olan Teşkilatı Mahsusa’da ülke için önemli hizmetler vermiştir. Kimi tarihçilere göre Abdülhamit ile ters düştüğü söylenir. Bu dahi bana ilginç gelir. Zira manevi dinamikler ve frekans yönünde aynı yönde olduğunu düşündüğüm bu iki önemli kişinin ters düşmesine “Neden” sorusunu yöneltmek gerek? Diğer yandan onun hayatında “Nedenler” bitmez. Soğuk bir 27 Aralık günü 1936 yılında hakkın rahmetine kavuştuğunda ilginçtir, cenazesinde hiçbir resmi görevli yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin İstiklal Marşı’nı yazmış, İstiklal Madalyası sahibi ve bir dönem milletvekilliği yapmış bir zatın cenazesinde hiçbir resmi görevlinin olmaması kafada soru işaretleri bırakır. Bir grup üniversite öğrencisi tarafından cenaze namazı kılınır ve defnedilir. Maalesef kabri, yıllar sonra yol geçecek diye değiştirilir, cenaze alınır ve Edirnekapı Şehitliği’ne taşınır. Rahmetli öldükten sonra bile rahat bırakılmaz. Vefat ettiğinde beş parası yoktur. Daha da ilginci oğlu ve kızı da parasız pulsuz kalırlar ve yokluk ve perişanlık içinde vefat ederler. Türkiye için son derece önemli olan Akif’in ve ailesinin böyle zorluklar içinde ölmesi beni oldukça üzer. Böyle bir trajedi büyük bir “Neden” sorusuna cevap arar. Allah gani gani rahmet eylesin.

 

zp8497586rq

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.