DOLAR 32,8708 -0.02%
EURO 35,1519 -0.39%
ALTIN 2.428,28-0,95
BITCOIN 2021707-0.13854%
İzmir
33°

AÇIK

20:47

AKŞAMA KALAN SÜRE

153 okunma

Piyonlar ve Figüranlar

ABONE OL
03/09/2020 00:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Balkanlarda ne ilk ne de son olacak bu savaşlar. Doksanlı yıllarda bir kez daha patlak verdirilen savaş bunun en önemli deliliydi. Sırp ve Hırvatlar eliyle bir kez daha kan gölüne döndürülmüştü coğrafya. Her savaş sonrasında olduğu gibi bu savaş sonrasında da “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyenler çoğunluktaydı. Yaşadığımız süreç bu tezi doğruladı. Tarih, şeytanın piyonlarınca bir kez daha tekerrür ettirildi. Hem de göz göre göre tekerrür ettirildi. Dünyanınsa kılı bile kımıldamadı. BM tarafsızlığını yitirdi. Üstünlerin hukukunun geçerli olduğunu bir kez daha sergilediler. Macera filmi izler gibi izlendi olanlar. Tam “her şey yoluna girdi savaş sona erdi” derken yeniden kıpırdanır oldu Balkanlarda.

Son zamanlarda gün geçmiyor ki, coğrafyanın küçücük devletçiklerinde sakin bir gün yaşansın. Yaşanan olaylar, şehir irisi devletlerin coğrafi küçüklüğü ile ters orantılı. Bazıları yine boylarından büyük işler peşinde. Gölgeler adına birileri, Balkanlarda yaşayan toplulukları her geçen gün biraz daha fazla bilemekte. Yarınlarda oluşturulacak yeni yeni kaosların tarafları sudan bahanelerle bugün yeniden ve ufak ufak kargaşaya sürükleniyor. Oysa savaş yeni bitmemiş miydi? Barış antlaşmalarının ıslak imzaları ıslaklığını hala korumakta değil miydi? Zahir, birlerinin beklediği sonuçlar henüz zuhur etmedi ki, saflar ve hedefler yeniden belirleniyor. Düşman yeniden tanımlanıyor. Stratejiler günün koşullarına uygun yeniden revize ediliyor. Değişen birçok şey yeni dengine kavuşmakta. Değişmeyen tek şeyse figüranlar. Yani, Balkan coğrafyanın halkları.

 

KAOS SONRASI YENİ DÜZEN

 

Şeytanın piyonları bölgede ilk adımlarını böylelikle atma çabasında. İkinci adımları ise kaos sonrası yeni “düzeni” kurmak olacak. Bu düzen kendi lehlerine hizmet eden bir “düzen” olacaktır. Bu yüzden de Balkan toplumlarının aralarına nifak tohumları serpilmeye hız verildi. Kimine Hıristiyan, kimine Müslüman ya da Musevi’siniz demişlerdi bir zamanlar hatırlarsanız? Şimdilerde de olanlar aynıyla vaki. İnanç eksenli kamplara ayırma eylemleri dozunu arttırıyor. Bunlar, semavi dinlerin temelinde sevgi ve hoşgörü ile insanın eşref-i mahlûkat olduğu unutularak yapılıyor. Buda geçmişte şeytanın piyonlarına kanan figüranların inandıkları dinlerin özünden de bir haber olduklarını gösterdi. Yaradanın ilk emri olan “oku” emrinin gereğini yapmadıklarını gösterdi. Ya da okuduklarını içselleştirip yaşamlarına tatbik etmediklerini. Samimi, şuurlu ve bilgili inanan olamamışlardı. Okumuşlardı belki ama okudukları yanlış şeylerdi. Ama şu doğruya Balkan toplumları olarak inanın ki, şeytanın piyonları için ne hiç birinizin, ne inançlarınız, ne canınızın, ne malınız ve ne de namusunuzun kıymet-i harbiyesi yoktur. Onlar için, onların deyimiyle sadece “figüransınız”. Onların planladığı aleyhinize birçok gelişme ne acıdır ki, sizler eliyle menfaatinizeymiş gibi gösterilerek icra ettirildi. Sonuca baktığınızda, fert olarak sizlerin payına acı ve gözyaşı, piyonların payına ise ne isterlerse o düştü. İşin bir başka boyutu da milliyetçiliktir. Etnik farklılıklarınız asırlardır kullandıkları en önemli ayrıştırıcı argümanları oldu.  Kiminize Slav, kiminize Boşnak ve kiminize de Arnavutsunuz diyerek böldüler. Somunu bir defada yutamayacaklarını bildiklerinden dilimlemeyi tercih ettiler. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de etnik ayrıştırmacılık ön planda. Önce tarafları netleştirdiler. Aralarını alabildiğince soğuttular. Soğutmanın da ötesinde birbirinize düşman ettiler. Asırlardır komşu olanlar, komşuluklarının gereği dilimlerini paylaşanlar bir kez daha dilimlendiler. Bıçak olarak ta figüranlarını kullandılar. Bu oyuna aldanan Coğrafya insanının ekseri maalesef ki, basiretsizliklerinin kurbanı oldu. Peşi sıra göçler, göçler. Ardı arkası kesilmeyen göçler modern Avrupa’nın göbeğinde yaşanır oldu. En derin acılara gark edildi Balkan insanı. Yağmur-çamur, kar-soğuk demeden yollara döküldüler. Binlercesi hayatlarını yollarda kaybetti. Ne uğruna yaşandı tüm bu olanlar? Emin olun ki, sizin de “hiç” diyeceğiniz bir hiç uğrana. Kan, nefret, kin, acı ve gözyaşı kime ne fayda sağladı? Yine emin olun ki, hiç kimseye fayda sağlamadı. Bunu anlamak için olaylar sonrası bugünlerde kaç Müslüman’ın savaş neticesi Hıristiyan olduğuna yâda kaç Arnavut’un Sırp olduğuna bakın. Baktığınızda sonucun koca bir sıfır olduğunu göreceksiniz. Herkesin dini nefsinde, milliyeti de özünde kalmıştır. Olan milyonlarca soykırıma uğramış eza çektirilmiş Boşnak, Arnavut ve diğerlerine olmuştur. Tıpkı günümüz Türkiyesinde olanlar gibi. Devlet-i Aliye-i Osmaniye devrinde barış ve huzurun tesis edildiği günler gerilerde kaldı artık. Toplum mühendislerinin işleri bu yüzden başlarından aşkın. Balkan insanı ferah, aydınlık ve huzur dolu bir geleceği hayal ederken onlarda sükût-u hayal peşinde. Siz siz olun ayağınızı yere sağlam basın. Allah’ın (C.C.) ipine sımsıkı sarılın. Bir olun, iri olun, diri olun ve farklılıklarınızı zenginliğiniz saymayı da unutmayın vesselam. Sağlıcakla kalın.

 

 

    En az 10 karakter gerekli