Muğla’dan Ankara’ya sevk edilen Türk Silahlı Kuvvetlerine ait mühimmat kamyonu, yasal taşıma belgesi ve resmi görevli belgesi bulunmasına rağmen engellendi. Mühimmat yüklü kamyon Emniyet’e çekildi. Engelleme basına sızdırılarak, Türk Ordusu terör örgütü muamelesine tabi tutularak, beş saat süreyle, televizyonlar da kullanılarak Türk Silahlı Kuvvetleri zan altında bırakıldı. “Darbe” iddiaları ve yargı süreçleri ile temelleri hazırlanan doğrudan müdahale arayışları, Ordunun hareket kabiliyetini iyice sınırlamak üzere fiziki müdahalelere dönüştü.
Dünyada iç savaş hali hariç bu kadar saçma bir şekilde kurumlarını yıpratan başka bir ülke varmı acaba. Nereden nereye geldik,
“Gücünü Türk milletinden, ışığını Atatürk’ten alan,Türk milletinin güven kaynağı Türk Ordusu , kimliği belirsiz bir takım şerefsizlerin ihbarlarıyla , yine bu milletin evladı olan bir takım memurlar tarafından hayret verici bir şekilde terorist muamelesine tabi tutuluyor.Askerler tarafından kendilerine gösterilen resmi evraka da inanmıyorlar.
Daha önceki bir yazımda yakında tatbikat amacıyla kışladan çıkan her askeri birliğin başına buna benzer olayların gelebileceğini yazmıştım.Demekki doğru değerlendirmişim.
Kahraman Ordumuza ithaf edilen İstiklal Marşının, milli marş olarak 12 Mart 1921’de kabul edilişinden 89 yıl sonraki günlerde Ordumuza terorist muamelesi yapılması , milletin yüreğini yaralıyor. Mehmet Akif “Onu milletime ve kahraman ordumuza hediye ettim” dediği günlerde acaba bugün yaşadıklarımızı hayal edebilirmiydi
Hun Devleti’nin başına gelen Mete Han tarafından tarihte bilinen ilk düzenli ordu olarak Milattan önce 209 yılında kurulan Türk ordusunun 2219 yıllık şanlı mazisiyle dünya tarihinde erişilmez bir yer edinmişken şimdi birileri tarafından itilip kakılması millet nezdinde sanki işgal altındaymışız gibi bir his yaratıyor. Türk ordsunu savaşamaz hale getirmek kimin işine yarar acaba hiç düşünüyormuyuz.
Eski MİT’çi Mahir Kaynak ; ABD ile ilgili olarak “Ermeni tasarısı bahane için elde tutuluyor , Yugoslavya modeli önümüzde… Ermeni iddialarıyla yaratılmak istenen kültür çatışmasının veya kitlesel Türk-Kürt çatışması provokasyonunun, Yugoslavya’ya yapıldığı gibi Türkiye’ye de dışarıdan askeri müdahalenin gerekçesi olarak kulanılabileceğini iddia etti.
“Bugün yapılanlar, planın alt yapısının hazırlanmasıdır” diyen M.Kaynak muhtemel tehlikeye ışık tutuyor.Ayrıca yeni dönemde Emniyetin etkili hale geleceğini , Ordunun sınır güvenliği gibi yetkilerinin elinden alınacağını söylemiş. Neredeyse Mümtaz’er Türköne’nin dediği olacak. Nizam-ı Cedit.gibi yeni ordu kurulacak demiş.
Yeni Dünya düzeninin projelerini biliyoruz.Bölgedeki 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini defalarca yazdık. ABD’nin bu projesine Türkiye’de kim engel olabilir , tabiki Türk Ordusu.İşte bu nedenle 4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde karargâh kurmuş bulunan (bir binbaşı komutasında) 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun ve Türkmen mihmandarlarının Irak’taki ABD işgal kuvvetlerinin bir parçası olan 173. Hava İndirme Tugayı’na ‘na bağlı askerlerce ve yanlarında peşmergelerin de bulunduğu bir ortamda, sürpriz bir baskın sonucu başlarına çuval (kukuleta) geçirilmek suretiyle götürülüp 60 saat süresince alıkonularak sorguya çekilmeleri ve küçük düşürücü kasıtlı hareketlere başvurmasıyla başlıyan Türk Ordusuna karşı operasyonlar giderek bu hale dönüştü. Genelkurmay Başkanı bir kaç kere Türk Ordusuna karşı asimetrik psikolojik harekat yapıldığını vurgulamak zorunda kalmıştı.
Fırsat bu fırsat , vurun abalıya misali yazarı da çizeri de, şusu da busu da askeri rencide etmekten mutlu oluyor.İnşallah sonumuz hayırlı olur.
Mondros Ateşkesinden sonra 13 Kasım 1918’de İstanbul’a giren İtilaf Devletlerinin uygulamalarını andıran bu tutumlar inşallah geleceğe kötü bir kurumlararası husumet mirası olarak yansımaz.
“Abdülcanbaz tiplemesi” ve karikatürleriyle haklı bir başarı edinen ünlü karikatürist Turhan Selçuk’un vefatı nedeniyle kendisine Allah’tan rahmet , ailesine ve sevenlerine başsağlığı dilerim.
Süheyl ÇOBANOĞLU