DOLAR 32,2042 0%
EURO 35,0207 0.01%
ALTIN 2.501,030,03
BITCOIN 2160055-0.24205%
İzmir
30°

AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

TÜSİAD’ın Anayasası Türk sorunu yaratır

ABONE OL
03/09/2020 00:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu hafta niyetim, Rumeli Türkleri’nin Nevruz geleneklerini yazmaktı… Yerim kalırsa, hafta içinde beni ziyaret eden ve dedelerinin Samsun’daki Reji Tütün Fabrikasının ortağı olduğunu iddia eden Frangbuludis Kardeşler’den söz etmek niyetindeydim. Ama İstanbul Dükalığının piyasaya sürdüğü anayasa taslağına “hadi ordan!” demezsek bunun da bir vebali olacağını düşündüm ve fikrimi değiştirdim. TÜSİAD, malum Türkiye’deki aristokratlar tayfasının kurduğu bir sivil toplum örgütüdür. Bir başka ifadeyle, Türk ekonomisinin günahıyla sevabıyla motoru olan en önemli iş adamı ve sanayicileri bir araya getirir. Sayısal olarak Türkiye’deki nüfus profilinin belki binde birini temsil etmezler; ama gözünü sevdiğim (!) gelir dağılımı çarpıklığının bir sonucu olarak ülke zenginliğinin büyük bir hissesini ellerinde bulundururlar. Bu vatandaşlarım, boğaz manzaralı yalılarda oturur, ancak gökdelenlere sığdırabildikleri ofislerinden imparatorluklarını yönetir, çocuklarını Amerika’da doğurup Avrupa’da okutur, vakitlerinin yarısını yabancı ortaklarıyla görüşmek için yurt dışı seyahatlerde geçirir, son model yatları ve özel uçaklarıyla dünyanın bir ucunda tatillerini yapar, hastalandıklarında yurt dışındaki hastanelerde tedavi görürler. Türkiye’de siyaseti dekore etmeye bayılırlar, toplum mühendisliğine soyunurlar.

 

GÜLLÜK GÜLİSTANLIK MEMLEKET

 

Kötü niyetli insanlar olduklarını söylersem haksızlık ederim; tek kusurları fikirlerince idare edildiğinde Türkiye’nin güllük gülistanlık bir memleket olacağına iman etmeleridir. Bunun için bazen üç beş kuruş, neyse parası verirler, akademisyen tanıdıklarına sipariş bazı metinler hazırlatırlar. Sonra sahip oldukları medya gücünü kullanarak “Bakın biz ne güzel düşünüyoruz, hadi herkes bizim dediğimizi yapsın” demeye getirirler. İşte bu son anayasa teklifi de aynen böyle ortaya çıkmış ve vitrine sunulmuş bir metinden ibaret. Ne diyor arkadaşlar? “Anayasanın değişmez 3 maddesinin ilki hariç diğerlerini değiştirilebilir hale getirelim!” Önce değiştirilmesi mümkün hale gelebilir dedikleri diğer iki maddeyi hatırlayalım, gerisini sonra konuşuruz:

 

Madde2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.

 

Madde3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “istiklal marşı”dır. Başkenti Ankara’dır. Ez cümle demeleri o ki: Bir gün birileri kalkıp “Atatürk Milliyetçiliği” yerine “Hitler milliyetçiliğini”, “demokrasi” yerine “diktatörlüğü”, “laiklik” yerine “din devleti kurallarını”, “sosyal hukuk devleti” yerine “köleliği”, “ay yıldızlı bayrak” yerine “terör örgütünün paçavralarını”, “İstiklal Marşı” yerine “yine yeşillendi fındık dalları” türküsünü, teklif ederse bunda bir sakınca yoktur. Ülkenin bölünmesini teklif etmek mümkündür. Üstelik sayısal çoğunluğu bulduktan sonra da bu tekliflerini hayata geçirebilir. Bu kadarla kalsa gene iyi: Anasaya’dan “Türklük” ve “Atatürkçülük” kavramlarını elemeyi, iç işlerinde tamamen serbest özerk eyaletler kurmayı da öneriyor zatı muhteremler.  Bu anayasa taslağı geçtiği anda başta Öcalan olmak üzere binlerce terör suçlusu, “demokratik haklarını kullanan” özgürlük kahramanları haline gelirken onları içeri tıkan güvenlik ve adalet görevlileri anayasal suçlu konumuna girmiş olacaklar. Hele şehit olanlar veya sakat kalan gaziler ise düpedüz “enayi” ilan edileceklerdir.

 

TANZİMAT FERMANI

 

1839’da “özgürlük ve demokrasi” adımı diye bize dayatılan Tanzimat Fermanı’nı ilan ettik. Kısa süre içinde Mısır’da hakimiyeti yitirdik. Azınlıklara haklar tanındı, Ermeni kilisesini kabul ettik. 1856’da Islahat Fermanı yayınladık, hemen sonra Cidde’deki Müslüman – Hıristiyan çatışmalarına İngilizler müdahale etti,  Lübnan ve Suriye’de olaylar çıktı, Lübnan’a özerk eyalet hakkı verildi, Girit’te ayaklanmalar oldu, Sırbistan bölgesindeki son Osmanlı kaleleri terkedildi, Bulgar kilisesi tanındı, Panslavist isyanlar başladı, Ruslar Balkanlar’da ve Doğu Anadolu’da hak iddia etmeye koyuldular. 1876’de 1. Meşrutiyet ilan edildi. Osmanlı – Rus harbi patladı. Sırbistan, Karadağ, Romanya, Bulgaristan devletleri ortaya çıktı. Bosna Hersek Avusturya’ya ve Kıbrıs İngiltere’ye terk edildi. Makedonya’da ayaklanmalar oldu. Mısır İngilizlerce işgal edildi. Beyrut’ta Katolik tıp mektebi açıldı. Anadolu’da Ermeni olayları başladı. Girit Yunanistan tarafından ilhak edildi. Yemen isyanı çıktı. 1908’da 2. Meşrutiyet ilan edildi. Ermeni ayaklanmaları büyüdü. Arnavutluk’ta ayaklanma çıktı. Libya ve On iki ada İtalyanlarca işgal edildi. Balkan harbi patladı, Makedonya, Batı Trakya ve diğer Rumeli toprakları elden çıktı. Birinci Dünya Savaşı ve ardından da Sonra onca şehide ve kahramanlığa rağmen İstanbul’un işgali. Sonuç: Her yeni anayasa, ülkeyi parçalamak isteyenlere yeni hareket sahaları açtı da ne oldu? Osmanlı İmparatorluğu’nun ruhuna el fatiha! Atatürk olmasaydı, mazallah Türkiye ve Türklük de bitebilirdi!

 

ARİSTOKRAT TAYFASINA SORU

 

Şimdi soruyorum bu aristokrat tayfasına:  Siz sırça köşklerde böyle romantik anayasa taslakları filan hazırlatırken Türkiye’nin ve dünyanın nereye gittiğinin farkında mısınız?

Batılı emparyalistler, dün Irak’ta ve bugün Libya’da bombalarla eski Osmanlı ülkelerine demokrasi bağışlarken (!) “biz de isteriz” diye onların emellerine çanak tutan teklifler sunuyorsunuz. Ülke kan çanağına dönerse siz yatlarınızı katlarını satıp Miami’de ya da Paris’te şaşalı hayatınıza devam edebilirsiniz. Ama bizim öyle bir lüksümüz yok!

 

Hayatının her döneminde fanatizme ve aşırı milliyetçiliğe karşı çıkmış, demokratik değerleri savunan bir Türk aydını olarak samimiyetle uyarıyorum: Kürt sorununu Türklük kavramını silerek halledeceklerini sananlar, bu defa bir Türk sorunu yaratacaklarını görsünler. Herkes haddini bilsin, biz bu ülkeyi sokakta bulmadık birader!

 

    En az 10 karakter gerekli

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.