Rifat Sait
24.Dönem İzmir Milletvekili
BASAM Başkanı
rifatsait@gmail.com

.

Elektrik faturaları, zam, enflasyon, döviz kurları …
Halkın canını sıkan sorunlar.
Yollar, metrolar, hastaneler, köprüler yapıyorsunuz, vesayeti kaldırıyorsunuz, terörü bitiriyorsunuz, kronikleşen sosyal, dinsel, tarihi sorunları çözüyorsunuz… Ama evde tencere sorunluysa, geçim sıkıntısı varsa bütün bunlar unutulur ve her şey biter, yaptığınız onca hizmet değil maalesef sadece bunlar konuşulur. Mutlaka çözüm getirilmesi gerekir. Zira birinci önceliktir.

Ha, muhalefet çözüm getirebilir mi? Kesinlikle tartışılır. Zaten en büyük problem de bu değil mi? Türkiye’de maalesef gerçek ve etkili bir muhalefet yok. Gerçek ve doğru bir muhalefet, iktidarı yapacağı yanlışlarda daha ilk başta frenler, denetler ve çözüm yolları sunar. Ama en önemlisi alternatif olur. Böyle olduğu zaman iktidar doğruları yapmakta daha itinalı ve dikkatli olur. Hatta olmak zorunda olur.

Bu doğruların en başında doğru kadroların kurulması vardır.

Ancak doğru, göreceli bir kavramdır. Herkese göre farklı bir doğru olabilir ama her zaman tek bir doğru vardır. Kriteriniz, herkesin dengeli ve adil faydalanması, karşılıklı saygı, genel kabul gören inanç değerleri, insanlık gibi değerler ise ortak bir doğruda buluşabiliriz. İcraatınıza; ama, fakat, ancak gibi eklerin başladığı cümleler girip, yönlendiriyorsa doğrular çoğalır. Sizin doğrunuz ayrı olur benim doğrum ayrı olur, onun ki bambaşka olur.

Her şeyden önce doğru için kriterlerin öncelik sıralaması çok önemlidir.

Tek başınıza bir şey yapamayacağınıza göre takımınız veya kadrolarınız elzemdir.

Peki ama nasıl bir kadro? Tabi ki; doğru kadrolar…

Peki doğru kadronun kriteri nedir?

Çalışkan, dürüst, inançlı, itaatkâr, liyakatli, güvenilir, dava adamı, akıllı, cesur, insancıl, geleceği okuyabilen, … Hepsi güzel ve kabul görür. Ama öncelik sırası nedir? Ya da olmazsa olmaz olan kriterler nelerdir? Zira yukardaki tüm bu kriterleri aynı anda bulamayabilirsiniz. Bulursanız Ala nur ala…Veya bazı kriterler işinize gelmez. Mesela akıllı, cesur, liyakatli bir kişi çok muhtemeldir ki; zaman zaman itiraz edebilir, her şeyi kabul etmez, kendince eleştiriler sunabilir. Oysa her kes itiraz açık değildir. Bazen nefsinden bazen körlükten, bazen hatta haklı olarak itirazı ret edilebilir. Her itiraz haklı olmayacağı gibi her ret de doğru olmayabilir. Bu durumlarda istişareler devreye girer. İstişare mutlaka olmalıdır. Doğru, liyakatli, tecrübeli, bilgili ve cesur insanlarla istişare mükemmel olur.

Demek ki doğru kadrolara mutlaka ama mutlaka ihtiyacınız var. Bu kadrolar için olması gereken olmazsa olmaz kriterlerin başında liyakat gerekiyor. Tamam güvenilir olsun, tamam size bağlı olsun, tamam bildiğiniz biri olsun, tamam hatta yakınınız olsun ama önce birinci sırada liyakatli ve ehliyetli olsun. Sonra cesur olsun. Doğru bildiği bir konuda gerekirse itiraz edebilsin. Yöneticiden değil Allah’tan (CC) korksun.

Yıllarca söyledim ve yazdım. Milletvekiliniz, Bakanınız, bürokratınız, Belediye başkanınız, Belediye meclis üyeniz daha aday iken seçilme kriterleri içinde önce liyakatli olacak, sonra sadakatli olacak sonra da üretken olacak. Liyakat, Sadakat, Üretkenlik, Samimiyet, Cesaret… Olmazsa olmazlar…

Bunu yaparsanız vallahi de billahi de ne enflasyon kalır ne döviz kuru oynar ne elektrik çarpar.
Tekrar ediyorum. Türkiye’nin sorunlarına tek çözüm: “Samimi, liyakatli, sadakatli, üretken ve cesur kadrolardır”. Hala vakit var. Nokta.