Yavaş Çekim 3.Dünya Savaşı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dünya daha önce 2 büyük savaş gördü ve bunlar grupları on yıllar öncesinden belli olan, büyük bir patlama ve yıkımla sonuçlanan savaşlardı. Türkler olarak birincisine katıldık ve hafızamıza inanılmaz acılar ekledik. Mustafa Kemal ve milliyetçi vatanperver grupların çabalarıyla acı hafızamız taşıyamayacağımız haddeye gelmeden durduruldu. Kanımca günümüzde yani şimdi şu anda ağır çekimde bir dünya savaşını yaşıyoruz. Buna ister Haçlı Savaşı ister 3. Dünya Savaşı deyin  ama onun şuan tam ortasındayız. Elinizi vicdanınıza koyarak şöyle bir düşünün son 10 yılı ve belki de daha öncesini; Bosna ile başlayan, Kosova ile ilerleyen Çeçenistan ile şiddetlenen, Hocalı’da insanlıktan çıkan, Irak’ta demokratikleşen! ve günümüzde Ortadoğu’da iç savaş hilesiyle soluklanan saldırılarda bir tane Hıristiyan ülke saldırıya uğramış mıdır? Her cümlesine en az 5 kez demokrasi kelimesini ekleyen Avrupa ve Batı hukuku bu amaçla mı kurulmuştu. Eski Yunan ve Roma döneminde gelişen ve o hayallerle süslenen Avrupa ve Amerika demokrasisi bu bölgelerdeki çıkmazları! savaşa başvurmadan çözebilecek becerilere sahip değil miydi? Ya da aynı karışıklık ve belki daha fazlası İngiltere’de(İRA), İspanya’da(ETA) Amerika’da (siyah-beyaz) yaşanırken demokrasinin diğer doneleri işlemiş, Müslüman coğrafyasında ki kargaşa neden savaşla çözüme layık görülmüştür. Ve bu nasıl bir tesadüftür ki savaşla yontulmaya çalışılan topraklar neden hep Amerika ve İsrail’in potansiyel düşmanları olarak görülen ülkelerdir.

DİKTATÖRLER VE ZULÜMLER

Bu noktada alacağımız muhtemel cevap; var olan diktatörler ve zulümleridir, buna vicdan taşıyan her yürek hak verir ancak kafasında beyin taşıyan her insanda bu diktatörlerin zamanında kimler tarafından iktidar sahibi olduğunu sorgular. Evet..!! Şu an bir dünya savaşındayız ama  günlük politik iç kavgalarımız bizi o kadar meşgul ediyor ki belki de bu savaşı on yıllar sonra yazıldığında göreceğiz ve belki de bir kısmında bizim de olduğumuzu şaşırıp okuyarak bileceğiz. Mesnetsiz sallayan ve söylediğine kendiside inanmayan bir komplocu havası çizmek istemem ancak çok merak ettiğim bir konu şu an Arap coğrafyasında demokrasi kozunu(kartlarını kendisinin belirlediği) kullanan ileri demokratik ülkeler sıra Türk coğrafyalarına geldiğinde nasıl bir kural değişikliği yapacaklar. Ülkemiz için yakın zamanda çizdikleri senaryo iç savaş ile devam edecekleri yönündedir. Özerklik talepleri,’savaşa zorlamayın’ tehditleri ile Türk topraklarında ekilmeye çalışılan fitne ve kardeş kavgası havası mutlaka tutmayacaktır. Tüm Türk soyluların yaşadığı coğrafyalarda lider görülen ve bir birlik kurulacaksa onun etrafında ve onun tarafından olmalı görüşünün hakim olduğu ülke Türkiye’dir. Bu fikrin her güçlendiği dönemde beklenmedik sorunlar (Musul konusunda Şeyh Sait, Kıbrıs sorununda ASALA, GAP’la güçleniriz dendiğinde PKK…) yaşamamız belki de bu yüzdendir. Şu an resmileşmeyen ve bilmediğimiz! düşmanlarımızın belki de bu bahsettiğim savaşta bize açtıkları cephe budur. Bunu şüphesiz tarih doğrulayacaktır.

Türkler olarak bize düşen ‘yok yok ben yapamam’ korkaklığından ve tembelliğinden kurtulup kültürümüzün ve atalarımızın miras bıraktığı gücü ve değeri hatırlamak ve hatırlatmaktır.. Türk birliğine en çok ihtiyacı olan, tarihte olduğu gibi günümüzde de mazlum  milletlerdir. Yüce Türk milleti tarihte yaptığı gibi bu oyunu şimdi de bozar. Umarım bu savaşta şuan ‘Çanakkale’ savunmasını yaşıyoruzdur ve umarım oradaki birliğimiz şu anda da sarsılmadan devam eder. Selam ve dua ile…