DOLAR 32,8826 -0.25%
EURO 35,1821 -0.54%
ALTIN 2.449,68-0,30
BITCOIN 1990697-1.89221%
İzmir
30°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

129 okunma

Diziler.. İnternet .. Yeni Nesil

ABONE OL
25/06/2012 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hayatımızda bu çağda ciddi bir yer tutuyor internet ve TV. Ama nereden ve nasıl baktığınız da önemli… Bir kör düşünün. Hayatında hiç FİL görmemiş. Şimdi bu kişileri file dokunmasını söyleseniz… Şu bir gerçek kesinlikle bunun FİL olduğunu söyleyemezler. Şimdi buradan hareketle internet konusundan başlayalım. İnternetin hayatımızı kolaylaştırdığını yok sayamayız. Ancak tıp literatürüne yeni giren bir hastalık var. İnternet bağımlılığı… Farkında olmadan internetin büyülü ağlarına bırakıyoruz kendimizi. Bu sanal güç tüm bedenimizi, zihnimizi hatta hücrelerimizi sarmaya yemin etmişçesine… Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yrd. Ve hastanenin “internet bağımlılığı” merkez başkanı Dr Ramazan Konkan 17 Kasım’da açılan polikliniğe bir aylık randevularının 2 günde dolduğunu belirtiyor. Sanırım işin ciddiye alınması için önemli bir kanıt. Bu hastalar arasında ev hanımları, gençler, iş güç sahibi erkeklerden çocuklara kadar her yaştan insan var. 22 saat Facebook- Twitter gibi sosyal ağların başından kalkmayan evli ve çocuklu ev hanımı, okulu bırakan ya da bu tutku uğruna kendini okuldan attıran lise öğrencisi, daha kötüsü tuvalet ihtiyacını bulunduğu yerde gören tipler örneklerden sadece bir kaçı. Son yıllarda tüm dünyanın gündeminde olan internet bağımlılığı kavramı, uluslararası birçok araştırmaya konu ediliyor. Yapılan çalışmalara göre kullanıcıların yüzde 29 ila 50’si bağımlı. ABD de her üç boşanmanın birinin nedeni bu rahatsızlık olarak gösteriliyor. Gelelim televizyon ve dizi bağımlılığına.

11 SAAT DİZİ YAYINLAYAN KANALLAR

Şu an revaçta olan dizi bağımlılığı. Günde 11 saat dizi yayınlaya kanallar var. Evet yanlış okumadınız 11 saat. Dizinin haricinde revaçta başka programlar var mı? Evet var. Evlilik programları… Tabi bir de bu akışa haber bültenleri, spor ya da gündem yorumları, kadın, sağlık, gezi, magazin ve yemek programlarını da eklemek gerekiyor. Yayın başlıkları çeşnili gibi dursa da aynı türün altında üç aşağı beş yukarı eşdeğer programları seyretmek insanı TVden soğutuyor. Ama işin kötüsü soğuyup da ondan uzaklaşmak yerine kanal kanal gezdikten sonra zevkimize uygun bir şey bulamıyor ve elde olana razı olup sırf bir şeyler seyretmiş olmak için ekran karşısına kilitleniyoruz. Bildiğiniz üzere bir evde bir cenaze falan yoksa televizyon düğmesine basılmama ihtimali pek yok. Çünkü sırf ses olsun diye, kafamız dağılsın diye kendimizi bu renkli dünyanın kucağına başkasına göstermediğimiz kadar teslimiyetle bırakabiliyoruz. “Ben falan gazeteyi okumam, kapımın önünden dahi geçirmem” diyecek kadar kararlı kişiler kendinden oldukça farklı insanlarla aynı dizi ya da programı seyredebiliyor. Ama televizyon insanın birçok değerlerini yıpratıp yok etmekte oldukça da usta. Sonra bir bakmışsınız seyrettiklerinizle, inandığınız değerle ayrı birer dağın tepesinde duruyor. Kumandaya televizyona karşı zayıf düştüğümüz bir gerçek… Televizyon, karsız bir değiş tokuş aracı. Bizden zamanımızı ve değerlerimizi çalarken karşılığında elle tutulur bir şey veremiyor. Bunun ne kadar farkında olsak da ona karşı koyamıyoruz.  Peki değer yargılarımızı ve vaktimizi bu yalancı cennete feda etmeye değer mi sizce? İşten ya da okuldan yorgun argın gelen insanın dinlenmek için kitap okumak ya da uyumak yerine televizyonu tercih etmesi, sanki buna mecburmuş gibi davranması durumun vahametini gözler önüne seriyor. Eskiden insanlar, birbirlerine derdini anlatmak, sevinç, üzüntü, tecrübe yani hayatı paylaşmak için buluşurken, TV ortaya çıkınca bu ortamlar yok denecek kadar azaldı. Yüz yüze diyaloglar yerini bu renkli kutuya bıraktı. Bunun yanında her sezon yeni bir ahlak dışı unsurla evimize misafir olan dizilerin sayısı giderek artıyor. Tehlike artık dizilerden çizgi filmlere kadar uzanıyor. Televizyonun şefkatli(!) kollarına emanet ettiğimiz çocuklarımız, izlediği karakterleri bilinçaltına alarak büyüyor. Çarpık ilişkiler, ahlakdışı, şiddet içeren ve kötüye özendirilen birçok görüntü, her akşam farklı bir senaryoyla çıkıyor karşımıza. Her sezon toplumsal yapıyı dejenere eden dizi furyasına yenileri ekleniyor. İş dizilerle kalsa iyi. Kadın programları reklamlar derken çizgi filmleri bile çemberine alıyor…

 

    En az 10 karakter gerekli