0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kamu görevi devlet adına, toplum adına yapılan hizmetlerdir. Değişen dünya şartlarında iki binli yıllarda yaşıyoruz. Yönetim anlayışı olarak da toplumsal verimliliğin sağlanıp, hizmetlerin toplumun her katmanına eşit ve adil bir şekilde gitmesi, toplumsal anlayışa da ivme kazandıracak ve topluma verimlilik anlayışını da getirecektir. Yani tüketim toplumu değil, üretim toplumu yaratmanın çabası içerisinde olunmalıdır. Kamu görevini yerine getiren genelde devlet sektörüdür. Bundan dolayı devletin kamu görevinde verimliliği devlet görevlilerinin sorumluluğu ile doğru orantılıdır.
Kurtuluş Savaşı yıllarımız çok zor şartlarda başarıya ulaştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ne zor şartlarda yaratıldığını anlamak için, Afyon’da Kurtuluş Savaşı ve Ankara’da eski TBMM binasında bulunan müzeyi gezip görmek lazım. O yıllarda verilen bağımsızlık mücadelesi bizleri de düşündürmesi gerekir. Afyon’da Kurtuluş Savaşı müzesinde gördüğümüz omzunda cepheye mermi taşıyan ninelerimizin resimleri gerçek ortamlardan aktarılmaktadır. Yine Ankara’da eski TBMM binasının içini gezdiğimiz zaman bağımsızlık mücadelesinin önemini bir de orada canlı olarak görüyoruz ve toplumsal kalkınmamızın önemini bir kez daha anlıyoruz. Türkiye’yi anlamanın yolu Ankara-Ulus semtinde bulunan TBMM eski binasında bulunan müzeyi gezmekten geçiyor. O yıllarda Anadolu’nun birçok yerinden Ankara’ya gelen milletvekilleri, okullardan getirilen tahta sıralarda oturup, kendileri tarafından karavanalarda kaynatılan yemeklerden tahta kaşıklarla karınlarını doyurup, gaz lambaları altında çalışarak Türkiye Cumhuriyeti’ni yaratmışlardır.

DEVLETİN SORUMLULUĞU

Bu şartlarda başarılan Türkiye Cumhuriyeti’ni Atatürk’ün yolunda daha ileriye götürmek, başta kamu görevlilerine düşün en büyük görevdir. Kamu görevlilerinin yönetim anlayışı, devletin sorumluluğunu gösterir. Üretime yönelmiş bir kamu görevi verimliliği de artıracaktır. Bundan dolayı kamu görevinde yaratıcı güç büyük rol oynar ve toplumsal kalkınmayı da verimlilik temeline oturtur. Kamu görevinin halka en iyi şekilde yansıması, kamu görevlisinin anlayışı ile doğru orantılıdır. Verimlilik üzerine yaratacağımız üretim anlayışı toplumumuza da olumlu yönde yansıyacaktır. Dünyada gelişmiş ülkeler önce kamu anlayışlarının verimliliği sayesinde olmuştur. Kamu yönetiminde görev yapan idarecilerimizin görevlerinde idealist anlayışı benimsemeleri devletimizin de yarınlarına güvenle sarsılmaz anlayışını yaratacaktır. Zorluklar karşısında ‘ben biliyim başkansı yapsın, ben susayım başkası konuşsun, devleti ben mi düzelteceğim’ anlayışı sorumluluk sahibi insanların başvurmadığı bir yöntemdir. Sorumluluk anlayışı toplumsal birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirecek, Misak-ı Milli hudutlarımızdan içeri dış güçlerin olumsuzluklarını da sokmayacaktır. Toplumsal kalkınmamıza yön veren kamu anlayışının benimsenmesi ve hayata geçirilmesi alın terimiz ve göz nurumuzun da kendisidir. Yedi düvele karşı ninelerimizin ve dedelerimizin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının önderliğinde verdikleri mücadele bizlere yaşamımızda rehber olmalıdır. Amacımız hep çalışmak olmalıdır. O zaman ancak Almaya ve Japonya gibi olabiliriz.