DOLAR 34,1657 0.08%
EURO 38,2175 -0.21%
ALTIN 2.917,95-0,51
BITCOIN 2243056-0.13828%
İzmir
30°

AÇIK

05:27

SABAHA KALAN SÜRE

160 okunma

Kerimbey Mahallesi’nde sonun başlangıcı-2-

ABONE OL
03/09/2020 00:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

87 sene önce bugün Kerimbey Mahallesi’nin bulunduğu topraklarda in cin top oynuyordu. Çalıların diplerinde simsiyah yılanlar uyuyor, bataklıklarda yaban domuzları fütursuzca dolaşıyordu. Çırakman’a yerleşen mübadillerden bir kısmına bu sıtma yatağı arazilerden yer verildiğinde, belki de hiç kimse mübadillerin bu toprakları adam edebileceğini düşünmemişti. Tam bir mucize yaratmayı başardılar, buralara iskân edilen insanlar. Bataklığın içine açtıkları tarlalarını ellerinde tüfekle domuzlardan korudular. Zamanla evler kurdular. Tırnaklarıyla kazıyarak bu acı topraklardan kendilerine huzur dolu bir mahalle yarattılar. Okulun arazisini bağışladılar. Camiyi el birliğiyle yaptırdılar. Dereleri ıslah ettirdiler. Bu vahşi topraklarda ülkenin en iyi sebzelerini, pancarlarını ve tütünlerini yetiştirmeyi başardılar. Adına festival yapılacak kadar lezzetli incirler ürettiler.

Lakin zaman ve çağa direnmek bir yere kadar, elbette eninde sonunda hızla büyüyen şehrin çeperleri Kerimbey’i de yutacak. Tıpkı bir zamanlar birer mübadil köyü olan İlyasköy’ü, Çatalarmut’u ve Hasköy’ü yuttuğu gibi. Ama bu mahalleler ile Kerimbey’in arasında önemli bir fark var: Kerimbeyliler, arazilerini kat karşılığı satamayacak veya sattığı araziden edindiği para ile aynı mahalledeki bir başka yerden ev satın alamayacak. Çünkü mahallenin etrafı küçüklü büyüklü sanayi siteleri ile dolu. Nihayet günün birinde dayanamayıp arazisini bir sanayiciye satacaklar. Çünkü atadan dededen tarla taban işleriyle geçinmeyi öğrenen mahalle sakinlerinin, bu saatten sonra kendi arazileri üzerinde bir fabrika kurmaya kalkmaları mümkün olmayacaktır. Buna ne sermayeleri ne de alışkanlıkları el vermez ki!

Bu gidişle çok geçmeden incir ağaçlarının yerini sanayi atıkları, sebze bahçelerinin yerlerini hammadde depoları, sempatik bahçeli nizam evlerin yerlerini soğuk fabrika binaları alacak. Kerimbey camii imamı Ömer Hoca’nın cemaati tümüyle değişecek. Niyazi’nin bakkalından alışveriş edenler, Can lokantasında kıymalı pide yaptıranlar, kahvede okey oynayanlar yabancılaşacak. Hatta belki Kerimbey İlköğretim okulu da talebesizlikten kapanacak, çocuk sesleri yerine fabrikaların ürkütücü gürültüleri duyulur olacak. Kerimbey Mahallesinin yerinde belki de bilmem hangi sanayi sitesinin hoyratlığı tutunacak.

 

Bir zamanlar ekip biçtikleri tarlaların, huzur buldukları yuvalarının üzerinde kurulan fabrikalarda asgari ücretle iş bulmak ümidiyle dolanıp duracak insancıklar… Bir tanıdık yüzü, eski bir mahalle sakininin bildik gülümsemesini, masumca sevdiği komşu kızının buğulu gözlerini boşuna arayarak dolaşacaklar, eski topraklarında. Yazık olacak Kerimbey’e ve Kerimbeyli’ye!

Çözüm var mı peki? Benim başkan Hayati Tekin’e naçizane bir tavsiyem var: Kerimbey Ovasındaki imar planını tekrar bir değerlendirsin, bu mahallede sanayi tesisleri ve depolarının yapılmasına izin vermesin. Bu tür ruhsat taleplerine set çeksin… Bu mahalle, gelecekte sanayi sitelerine hizmet üreten bir ticaret alanı olarak ayrılsın. Sözün gelişi, banka binaları, noterler, iş merkezleri, bürolar, restoranlar, alışveriş alanları olsun Kerimbey’de… Böylece mahalle hem varlığını sürdürebilir, hem de sakinleri kendi arazilerini terk etmek zorunda kalmaz, belki bir kısmı kendi arazilerinde iş yerleri açarak ya da binaların üst katlarında oturarak köklerinden kopmazlar. Bu bence Kerimbey Mahallesini zamanla yok olmaktan kurtarabilecek tek çare.

Zaten Belediyeevleri’nden Dikbıyık’a kadar, sahil ile Atatürk Bulvarı arasındaki bölgede dizi dizi kurulan ve halen kurulmaya devam eden sanayi tesislerine bu tür hizmet üretebilmeye müsait başka bir alan da yok! Ne dersiniz? Yol yakınken tekrar kafa yorulmaya değmez mi Kerimbey için?

 

 

    En az 10 karakter gerekli